img-01

Haber & Etkinlikler

Bilgi Arama

Delil Tespiti ve Önemi

2022-05-16

SAYI   : ÖZDERİN 2022/16

 

Kural olarak mahkeme önündeki uyuşmazlıklarda hak iddia eden taraf, hakkını ve dayandığı olayları ispat etmekle yükümlüdür. En yalın hali ile bir talebin mahkemece kabulü, ancak o talebin talep eden tarafından hukuka uygun şekilde ispatlanmasıyla mümkün olur. Ne yazık ki bazı durumlarda, yargılamanın uzun sürmesi, mahkemece delillerin toplanmasına geç başlanılması ispatın zorlaşmasına ve bu yüzden hak kayıpları yaşanabilmesine sebep olabilir. Çünkü delillerin toplanmasına başlanana dek deliller yok olabilir, tahribata uğrayabilir veya gün geçtikçe hasar artıyor ya da mevcut durum başkaca iş ve işlemleri engelliyor olabilir. Bu ihtimalleri bertaraf edebilmek, yani delilleri güvence altına alıp mevcut durumun tespitini hızlıca yapabilmek ve hak kayıplarını önleyebilmek için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 400 vd. hükümler, delil tespiti adı verilen geçici hukuki koruma usulü öngörmüştür.

Bu bülten yazımızda; delil tespitinin ne olduğu, delil tespiti talebinde nasıl bulunulacağı, delil tespiti yaptırmanın yargılama sürecindeki önemi ve sonucuna etkileri kısaca açıklanmaya çalışılacaktır.

Taraflar, iddialarına dayanak yaptıkları delilleri kural olarak kendileri getirmekle veya nereden toplanacağını mahkemeye belirtmekle yükümlüdür. Bazı durumlarda, mahkemece deliller toplanana kadar geçen zaman içerisinde dosyadaki deliller mevcut hallerini koruyamayabilir. Dava açılmadan önce, davanın açılmasıyla beraber veya dava açıldıktan sonra, mahkemeden delil tespiti talep etmek, yargılamanın sağlıklı bir şekilde sonuçlandırılabilmesi için büyük önem taşımaktadır.

Delil tespiti talebinin mahkemece kabul edilebilmesi için kural olarak bazı kriterlerin varlığı şarttır. Bu kriterler; tespit talebinde bulunanın hukuki bir yararının olması, tespit konusu delillerin henüz mahkemece incelenmemiş olması ve taraflar arasında gerçek bir uyuşmazlık bulunmasıdır.

Tespit talebinde bulunan tarafın hukuki yararı olup olmadığını anlayabilmek için delilin hemen tespit edilmemesi halinde; yok olması, tahribata uğraması, zararın gün geçtikçe artması veya bir hakkın ileri sürülmesinin önemli ölçüde zorlaşması ihtimallerinin var olup olmadığına bakılmaktadır. Örneğin uyuşmazlık konusu mal geçen zaman içerisinde özelliğini gittikçe kaybeden bir kimyasal ürün veyahut tamamıyla bozulabilecek bir tarım ürünü olabilir. Bu gibi durumlarda dava tarihi itibarıyla dava konusu emtianın mevcut durumunun ne olduğunu tespit etmek yargılamanın ileriki aşamalarında mümkün olmayabilir. Hal böyleyse delil tespiti talebi kabul edilebilecektir.

Delil tespiti talebi, uyuşmazlık konusu olay hakkında asıl dava açılmadan önce, dava açılırken veya açıldıktan sonra yapılabilir. Eğer delil tespiti isteyen taraf, dava açıldıktan sonra talepte bulunduysa henüz mahkemece incelenmemiş deliller bakımından delil tespiti talebi kabul edilir. Bir hukuki uyuşmazlıkta, davayla hiçbir bağlantısı olmayan kişilerin, diğer bir deyişle üçüncü kişilerin, uyuşmazlık konusu hakkında delil tespiti talebinde bulunamayacağı kabul edilmektedir.

  1. Uygulamada Delil Tespitine En Sık Başvurulan Durumlar

Eser ve satış sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda ayıbın varlığının ispatı, söz konusu uyuşmazlığın çözümü noktasında oldukça önemlidir. Kural olarak eser sözleşmelerinde ayıbın varlığı iş sahibi tarafından, satış sözleşmelerinde ise usulüne uygun bir ihbar yapılmak suretiyle alıcı tarafından ispatlanmalıdır.

Ticari Satış Sözleşmelerinde Ayıp bültenimizde de detaylıca açıklandığı üzere satış sözleşmesinde teslim esnasında bir ayıp fark edildiği zaman ürün teslim alınmamalı ve konuya ilişkin tutanak tutulmalı, fotoğraf ve video ile de kayıt altına alınmalıdır. Bu tutanakların doğruluğunu kuvvetlendirmek ya da teslim anından çok sonra fark edilen ayıpların varlığını ispat edebilmek için delil tespiti yolunun tercih edilmesi alıcı açısından oldukça avantajlı olacaktır.

Eser sözleşmelerinde ise eserdeki ayıpların yüklenici tarafından giderilmemesi sonucunda iş sahibi bu ayıpları kendisi gidermek istiyorsa söz konusu ayıpların varlığının tespiti amacıyla delil tespiti talebinde bulunmak büyük önem arz eder. Zira iş sahibinin delil tespiti yaptırmaksızın ayıpları gidermesi durumunda gelecekte ayıpların mevcudiyetini ve niteliğini ispatlaması mümkün olamayabilir. Çünkü eser sözleşmesinin akdedilmesi sonrasında yapılmış bütün işlerin yüklenici tarafından yapıldığı kabul edilmektedir. İş sahibi, gelecekte ispat zorluklarıyla karşılaşmamak amacıyla ayıplı işlere ilişkin delil tespiti yaptırdıktan sonra söz konusu eseri söküp kaldırmalı veya tamir ettirme gibi işlere girişmelidir.

  1. Delil Tespitinin Usulü

Mahkemenin delil tespiti yapabilmesi için taraflardan birinin bu noktada bir dilekçe ile öne sürdüğü talebi aranır. Zira mahkeme kendiliğinden delil tespiti yapılmasına hükmedemez. Delil tespiti isteyen taraf, bu talebinin şartlarının gerçekleştiğini ve talebinin haklılığını göstermek üzere mahkemeye deliller sunmakla yükümlüdür. Mahkemenin delil tespiti talebini haklı görmesiyle delil tespitinin yapılmasına karar verilir. Mahkemece konu hakkındaki bilirkişilerin seçilmesi ile keşfe gidilir ve bu bilirkişilerce bir rapor düzenlenir. Tarafların bu rapora itiraz hakkı vardır. Delil tespiti raporu nihai karar niteliği taşımadığından, bu karara karşı, yalnızca itiraz yoluna başvurulabilir.

Delil tespiti esnasında harcanan masraflar talep eden tarafından karşılanacaktır. Esas davanın delil tespiti talep eden lehine sonuçlanması halinde ise talep edilmişse karşı tarafa yükletilebilir.

Bir delilin acele getirilmesi gereken ve getirilmesinin gecikmesinde sakınca bulunan haller diğer hallerden farklı düzenlenmiştir. Delil tespiti talebinde bulunan tarafın hak kaybı sonucu mağduriyet yaşamaması amacıyla bu tarafın korunabilmesi için zorunluluk bulunan hallerde diğer tarafa tebligat yapılmaksızın da delil tespitinin gerçekleştirilmesi mümkün olacaktır. Örneğin keşif yapılacağını öğrenen karşı tarafın, çekişmeli şeyin durumunu değiştirmesi ihtimali varsa veya tespit edilecek şeyin o haliyle olduğu gibi uzun süre bekletilmesi mümkün değilse, su basan konutun tesisatını yaptırmak için karşı tarafa yapılacak olan tebligatın beklenemeyeceği gibi durumlar, karşı tarafa tebligat yapılmadan da derhal delil tespiti yapılabilir.

Özetle yargılama esnasında, tahkikat aşamasına geçilip mahkemece deliller değerlendirilinceye dek; söz konusu delillerin kaybolması, tahribata uğraması, mahkemeye sunulmasının gittikçe güçleşmesi, başkaca iş ve işlemleri engellemesi veya hasarın gittikçe artması ihtimalleri varsa, delil tespiti kurumuna başvurularak avantaj sağlanabilecektir.

Tüm bunlardan ayrı olarak herhangi bir delilin internet ortamında mevcut olması halinde söz konusu deliller silinmeden evvel herhangi bir noterliğe başvuru yapılarak ekran görüntülerinin tasdiklenmesi usulü ile elektronik delil tespiti yapılabileceği de unutulmamalıdır. Örneğin, gerçek veya tüzel kişiler tarafından 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanuna internet ortamında aykırılıklar yapıldığı fark edildiğinde, hukuki yararı bulunan tarafça noterliklere talepte bulunulması halinde ekran görüntülerinin tasdiklenmesi şeklinde e-delil tespiti yapılabilecektir.

Delil tespiti, bir uyuşmazlığı tamamen çözmeye elverişli olmamakla birlikte esas yargılamada kullanılabilecek delillerin yalnızca birini, bir kısmını elde etmeye yaramaktadır. Bu da diğer koruma tedbirleri olan ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir kurumlarının, eğer diğer şartları da mevcutsa, işletilebilmesi açısından yaklaşık ispat koşulunu gerçekleştirmeye yarayabilir. Konu ile ilgili olarak herhangi bir soru veya sorununuz olması halinde bizimle irtibat kurmanızı rica ederiz.

 

Saygılarımızla,

 

Av. Semih TÜFEK             Stj. Av. İrem Can TANIŞ           Stj. Av. İrem Suzan YILMAZ

Dava Departmanı              Dava Departmanı               Dava Departmanı